13 Aralık 2011 Salı

ETME!!!

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme...
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, Etme...
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun, Etme...

Çalma bizi bizden gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, Etme...
Ey ay! felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun, Etme...

Ey! makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, Etme...
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, Etme...

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, Etme...
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, Etme...

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, Etme...
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, Etme…

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun, Etme...
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, Etme...

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, Etme!!!

                                                          ( Mevlana CELALEDDİN RUMİ )

Aşk...

          Kimi zaman arayıpta bulamadığımız ve kimi zamanda aniden karşımıza çıkan...
          Söz ağızdan çıkmışken, bizi sözümüzden alı koyan....
          Varlığı ile de yokluğu ile de hem sevindiren hem ağlatan....
          Aşk insanı yaşaması için ayakta tutan...
          Lal'ın bile dile gelesi olur onun karşısında...
          Amaa olan görmesede varlığından haberdardır her an...
          Yokluğunda acı çekiyorsan varlığındadır derman...
          Aşk'tır insanı güldüren ve ağlatan...

              Sözüm meclisten dışarı olmadı hiç bir zaman, isteyen üstüne alınsın isteyen alınmasın... Aşk'ın değerini kaybedince anlayacaksan eğer benden tavsiye üstüne alın... Aynanın karşısına geç ve düşün değmezmi onun için...

              Onun için sabahlara kadar uykusuz kalmalar değmezmi...
              Kavuşmak pahasına döktüğün göz yaşları değmezmi...
              Köşe başlarında bir an olsun görebilmek için beklediğine değmezmi...
              Dört duvar arasında yalnızlıkla başbaşayken kurduğun hayallere değmezmi....
              Etrafındaki insanlara onun ismiyle hitap ederken alay konusu olmaya değmezmi....
              Aptal aşık derken seni kastettiklerinde utanmana değmezmi...
              Sana bir içten bakması için karşısında saatlerce ona bakmaya değmezmi...
              Başını yastığa koyduğunda tavanda onun yüzünü görmene değmezmi...
              İçtiğin siğaralara, çektiğin onca gönül acısına değmezmi...
              Sabah erkenden evden çıkmana, gece gec saatte dönmene değmezmi...
              Söyleyin sıcak bir gülümsemesi için ölmeye değmezmi...

              Bu konu hakkında  kim ne söyler bilemem ama benim için hepsine değerdi. Gözlerinin içindeki mutluluğu birlikte yaşamak için ömrümden ömür alsalar sesimi çıkarmazdım. Yalnızlığı bana yoldaş etseler, bir tek seni seviyorum kelimesini duymak isterdim. ''O'' uyurken baş ucunda sabaha kadar onu izlemeyi ve bir an içinde olsa gözlerimi kırpmama pahasına başında put kesilmeyi isterdim. Ağlamaması için eğlenmesi için kalbimi söküp ellerine vermek isterdim. Kaybetmenin bu kadar zor olduğunu bilseydim, kazanabilmek için hayatımı feda ederdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder