7 Aralık 2011 Çarşamba

Burnum Akıyor Diyerekten Aldırmadım, Öksürdüm Sigaradan Dedim Umursamadım. Yatağa Düştüm En Sonunda İşten Atıldım... :)

Yok Böyle Birşey  Ya... öğrencilik zamanında paranın her zaman yetersiz geldiğini derin bir tecrübe sonunda öğrenmiş olan ben, en sonunda bir işe başlayayımda bütçeyi daha fazla tavan yapayım derdi ile allah'ın s.ktir ettiği dağ başında bir işyerinde ameleliğe başladım (cnc makine oparatörlüğü)... ilk başlarda kafamın doğrusuna takıldığım işte, inanılmaz derecede zevk almaya başladım nedense :) sanırım yol parası ve sigaradan başka bir giderimin olmamasından kaynaklanıyordu... (not: sosyal yaşam otomatikmen bitiyor zaten) tabi aldığım paralarında bunda katkısı yok demek yalan söylemekle eş değer olurdu sanırım... ortamında sıcak kanlı çalışanlarınında etkisiyle artı vurdum duymaz bir patronda var tabi... kim işe gelmiş kim gelmemiş. kim çalışmış kim çalışmamış, umrunda değil adamın :) iş yeri gün geçtikce daha içime işler ve kafama yatar olmuştu... Ve nasıl olduysa bir gün burnum akmaya başladı ( genelde bende böyle biyolojik sorunlar olmaz)... burun akmasını sorun etmeyerek işe gitmeye devam ettim. hoş sorun etsem ne? işe başlayalı 20 günden fazla olduğu halde adamlar ottan boktan sebebler ile sigortamı başlatmamışlardı... nereye gideceksin hastaneye gitsenki ne? ne kadar devletinde olsa kıyafetinle girdiğin hastane kapısından bir tek üzerinde donun kalarak çıkacaksın nerdeyse... bu yüzden de pek umursamadım sanırım... neyse işe gitmeye devam ettim, bir kaç gün sonra bu burun akıntıları, ilerleyerek öksürükte eşlik etmeye başladı... sanki bana trt müzik korosu, bazen tiz seslere dokunulsada sorun yok, dinleyenleri yeteri derecede rahatsız ediyor... bununa umursamadım, nede olsa halen iş yerindeki vurdum duymaz patron bozuntusu siğorta başlangıcımı yapmamıştı... neyse dedik sorun değil, okulda derslerim var bahanesi ile bir kaç gün işe gitmem evde dinlenirim dedim ki, dediğimide yaptım... ana oda ne bir telefon (ÇOK DEĞER VERDİĞİM BİR ABİMDEN) '' T-REKS SEN OKULA DA İŞEDE GİTMİYORMUŞSUN'' etkili bir sözdü ve gerekli bir cevap vermem lazımdı... hastaydım budan dolayı gitmiyorum... ''iyi hoş gitmiyorsunda ara sorbakalım bir daha gidebilecekmisin?'' ne şimdi bu diye düşünmeden edemiyor insan, acaba iştenmi kovuldum? sonra merakım geçti işten kovulmamışım... gencin biri benim yapmak isteyipte yapamadığım bir şeyi yapmış. iş yerini yakmış sobayı yakmaya çalışırken (not: 800 m2 iş yeri g.t kadar kömür sobası ile ısınmıyor ama yinede bir heves bizdeki) neyse ben bunu duyduktan sonra saygı değer abime saygılarımı sunup iş yerini aradım ayrıntıları ile yangın olayını öğrendim ve bir gün sonra sabah o dağ başına gittim... çocukken söylediğimiz; dağ nerde? yandı, bitti, kül oldu... tabiri kanıtlanmış meğer... iş yeri resmen kömürden bir hal almış, ve sonra şirketin yetkili mercilerinden biri (kısaca s.kik bir müdür bozuntusu) beyler tekrardan eski haline el birliği ile getireceğiz sözü ile çalışmaya başladık... (el birliği ile sözü ben emredicem siz yapacaksınız anlamı taşıyormuş) o gün elimizden geldiği kadar temizledik ve tabiki benim öksürük ve burun akıntılarım daha fazla şiddetini artırmaya başladı... köpek gibi bir çalışmadan sonra akşamı etmiş bulunduk. bir ertesi günün pazar olmasından dolayı piyango bana vurdu... adamlar hasta olduğumu sanki unutmuş gibi t-reks sen iki gündür gelmiyorsun, millet kaç gündür yoruldu yarın yardıma sen gel dediler...  eyw. sözcüğünden başka bir kelime çıkmadı dilimden her nedense? pazar günü sabahın köründe kalktım... baktım kargalar daha yeni kahvaltı salonuna gidiyorlar... o derece yani. iş yerine gittim, kıyafetlerimi değiştirdim ve başladık temizliğe (tek amele tabi o gün benim.) emrettiler ''iş yerinin tabanını yıkayalım diye'' (emrettiler diyorum yıkayalım kelimesi burda mecazi anlamda yani kısaca sen yıka demek.) yıkamaya başladım yerler göl kah elimde fırça, kah çekpas. tabi üstüm başım sırıl sıklam... akşama kadar sudan çıkmış balığa döndüm... akşamı buldum nihayet ve çıktım eve geldim... hastalık aldı başını ilerledi tabi... bir hayır severde bulamadım bir sıcak çorba vermesi için...o gün ve ertesi gün evde yatarak geçirdim saatlerimi... bir sonraki gün telefonda etkili bir mesaj... iş yerinden sevdiğim bir abim yazmış '' t-reks abim geçmiş olsun, yavşak müdür seni patrona ispiyonlamış işe gelmiyor felan diye, patronda bir daha da gelmesin demiş''... İnsan bu mesaj'a gülermi ağlarmı şimdi... Sözün özü: sen didin çalış, hasta hasta git emek sarf et. adamın s.kinde bile olmadan bir daha gelmesin diyor... ben yerim böyle adaleti ama, boş ver şimdilik soğuk nevalelerden almayım, grip daha kötüye gitmesin :))

2 yorum:

  1. O yavşak müdüre selamlarımı söyle. Keşke ilk baştan gitmeseydin işe, en azından hastalığı çoktan atlatmış olurdun.
    Müdür denen insanlara yaranılmıyor, ismi bak bi kere Müdür. İnsanın aklına tipi tip bişi geliyor :))))
    Blogta ki ilk yazın galiba ;
    hoşgeldin bu arada :)

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim... aranıza katılmak büyük mutluluk.. :)

    YanıtlaSil